10 Tem 2008

özetle

...7.30 kalkış, 8.30 ofis, 9.30 kırk derece sıcakta challenge, 18.00 eve yolculuk, 19.00 duş, 19.15 ilk bira, sonra allah ne verdiyseler; haftasonunda gidilen ormanlar, deniz kenarında yenilen pideler, elin içine alınan avuçlar, gülümsemeler, sıcak günde tatlı esen rüzgarlar, yağmur yağınca toprağa basamamalar, evin içini unutmalar, trampetin tınısından orgazmlar, akıllı adamlarla seçilmiş muhabbetler, yakındakileri özleyip akşam buluşmalar, bir yerleri özlemeyip kafası rahat olmalar, yakın yerlerde görülesi yerleri gezmeler, bilinmedik yeni yerler öğrenmeler, acıkmadan yemeler, susamadan içmeler...

feeling unknown and you're all alone, flesh and bone by the telephone, lift up the receiver, I'll make you a believer...

5 Tem 2008

>bunca zaman sonra

Skoer'in pasından sonra 2 kelam etmek farz oldu,bilhassa kendimle ilgili...Şuyum,buyum diyemem ancak seçim yapmak ve karar almak konusunda çok azimli olduğumu söylemem lazım. 30'lara sallantılı bir girizgah yaparken çok önemli deneyimler edindiğimi söylemeliyim; insanoğlu ne kadar kendini tanısa da, kendine hakim olsa da sallanmaması mümkün değil, çünkü kolayı seçmemek, büyümemekle ilgili çocukluktan gelen bir araz olduğu aşikar!

Her şeyin kötü gittiği zamanlarda bile memnuniyetsizlik söz konusu olmuyor, zaten kapıyı çekip çıkan benim; ki kapılar bitmiyor... 15 yaşındaki çizgimi koruduğumu -hala daha!- söylemeliyim ve bunu 45,60 ve hatta 75'lere taşımayı düşündüğümü(iyimserliğe bak!) paylaşmak istiyorum.

Her şey geçiyor,hayat kalıyor elimize...

Olanca gücümle bağırabiliyorum ancak,hoşuma giden yankısını duyarak;

Devam!!